Beren Saat Fan Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Beren Saat Fan Sitesi

Beren Saat Hayranları İçin...
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Basında Beren Saat...

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 21/01/08
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptySalı Ocak 29, 2008 10:55 pm

Beren Saat'in basında çıkan haberlerini burada paylaşalım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://berensaat.forumotion.net
****öykü****




Mesaj Sayısı : 46
Kayıt tarihi : 29/01/08
Yaş : 32
Nerden : bodrum

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Geri: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptyÇarş. Ocak 30, 2008 2:47 pm

Bir yıldız doğuyor: Beren Saat

Beren Saat... 22 yaşın­da bir genç kız. Daha düne kadar Ankara Başkent Üniversite'sinde işletme okur­ken, kendini televizyon dizilerinde oy­narken buldu. Türkiye'nin el birliği ile yıldızlarını aradığı bir dönemde, ekran­larda bir yıldız gibi parlayıverdi. Yem­yeşil gözleri, duru teni, masumane güzelliği ve yetenekleriyle fırlayıp çıkı-verdiği masal dünyasına, adeta mey­dan okuyarak hem de,., Beren Saat'i önce "Aşkımızda Ölüm Var" dizisiyle tanıdık. Ardından "Aşka Sürgün" geldi ve şimdi de "Hatırla Sevgili" televizyon dizisindeki "Yase­min" karakteriyle şöhret basamaklarını zorluyor. O, "Hayallerimin ve heyeca­nımın peşinden gidiyorum" diyor. "Bir gün başarılı olamazsam, bırakıp başka bir iş yapabilirim" diyecek kadar da özgüvenli. Kalıcı olmak, güzel işler ya­pıp, işleriyle hatırlanmak istiyor. Ailesi­nin hasretiyle yanıp tutuşsa da İstan­bul ellerinde, "Şimdi çalışma zamanı" diyor, Biliyor ki şöhret denilen şey, ka­lıcı işlere imza atılmadığında bir kuş misali elinden uçup gidiverecek,



Türkiye'nin Yıldızları yarışmasından önce sahne deneyimin var mıydı?

TED Koleji'nde okurken iki sene üst üste müzikallerde oynadım. "Sevginin de böylesi" adlı müzikalde oynadığım­da 14-15 yaşındaydım. Latin dansları, tango öğrenmiştik, çünkü ilk müzikal dansları anlatıyordu. Diğeri içinde aşk hikayesi olan bir müzikaldi. Gerçekten çok büyük bir prodüksiyonla sahneye çıkmıştık.



Yarışmaya nasıl katıldın?

Başkent Üniversitesi'nde işletme oku­yordum. Bir gün annem yarışmadan söz etti. "Hayatım yanlış yöne doğru gidiyor" diye düşündüğüm bir dönem­di, Erkek arkadaşıma bahsettim, oda "hadi kalk gidelim" dedi. Başvuru formunu doldururken çok da cid­diye almamıştık açıkçası. Ya­rışmacılar hazırlıklı gelmişler­di. Benim öyle bir durumum yok. "Ne yaparsın?" dediler, "Müzikal şarkısı söyleyeyim" dedim. Kameradan bakarak "Senin kamerada çok iyi bir enerjin var. Bir dahaki sefere bize bir parça hazırlayarak gel." dediler. Doğum gü­nümdü o gün, kendimi paldır küldür, İstanbul'da elemeye kalmış buldum. Sonra da ya­rışmada ikinci oldum. Aslında yarışmaya girdiğim an her şey değişti galiba. Ama bu kadar değişeceğini hayal et­memiştim. Ankara'da ailem var, başaramazsam okuluma dönerim diyordum. "Sen bu işi yaparsın, dans da eder­sin, sesin de güzel" dedi­ler. Sonra da beni bırak­madılar zaten. Tomris Giritlioğlu, TRT'den ayrıl­dıktan sonra özel kanal­lara dizi tasarlamaya başlamış. Kardeşi Ba­şar Bey, beni yarış­mada görmüş ve Tomris Hanım'a önermiş. Doğru za­manda Tomris Hanımla karşılaşmak büyük şanstı benim için.



Ünlü olmak nasıl bir şey?

Ünlü olmanın tadını çıkarıyorum, Star­lar için hayat zordur belki ama, benim yaşadığım çok keyifli bir şey, Sokak­ta insanlar görüyor; sarılıyor, mer­haba diyorlar; öpüşüyoruz, seni çok seviyoruz, diyorlar. Bu herkese nasip olmaz.



Ünlüler dünyasında en çok seni ne korkutuyor?

Hem ünlü olup hem ciddiye alınma­mak ya da bir gün çok ünlü olup erte­si gün unutulmak.



Kalıcı olmak için ne yapmak gerekir?

Fazla acele etmemek ve sakin dav­ranmak gerekiyor. Evet, ben hayalleri­min ve heyecanımın peşinden koşuyorum. Bir gün gerçekten başarama­yacağımı görürsem, bunu bırakıp baş­ka bir şey yapabilirim. Böyle bir özgü­vene sahibim. Evet popüler kültür için bir iş yapıyoruz, televizyona çalışıyo­ruz ama, popülaritenin dozunu çok iyi ayarlamak lazım. Ben magazin prog­ramlarında olmak istemiyorum.



İlk oynadığın dizi Aşkımızda ölüm Var'dı. Ardından Aşka Sürgün geldi ve şimdi de 1950'li dönemleri anlatan Hatırla Sevgili'de Yasemin rolü ile çıkı­yorsun seyircinin karşısına. Nasıl ha­zırlandın rolüne?

Öncelikle çok ciddi bir veri tabanı üze­rinden çalıştık. Belgesel görüntülerinin kullanılması nedeniyle hayatımızda Can Dündar vardı. Demir Kırat'ı oku­duk, izledik. Pek çok kitap okuduk, Hayat dergilerine baktık. O dönemde kadınlar nasıl giyiniyor, nasıl duruyor, nasıl bakıyor, inceledik. Bir de ben, ortaokul yıllarımda çok fazla Türk filmi izlerdim. Senaryoda Yasemin'i okudu­ğum zaman "Ona neler yükleyebili­rim?" diye düşündüm. Adaya gidip, kostümlerini giyip, hanım hanım ayak­kabılarına bastıktan sonra Yasemin'i hissetmeye başladım. Benim de ya­şadığım ama biraz eskide kalmış bazı saf duyguları onda gördüm. Platonik aşkı, heyecanları, aşkıyla ilk karşılaştı­ğı zaman verdiği tepkileri, bakışları, gülmesi, arkadaşlarına davranışı, par­mak ucunda yürümesi gibi şeyleri yükledim rolüme. Yasemin benim 15-16 yaşındaki halimi yansıtıyordu.



Diziden sonra yeni projeler var mı?

Yaza umut ediyorum, çok uzun za­mandır beklediğim ve beni çok heye­canlandıran bir sinema filmi olacak.



Beren Saat Fan Kulübü'ne nasıl tepki­ler geliyor?

Hatırla Sevgili'nin sitesinden çok iyi tepkiler geliyor. Önce "Ne kadar gü­zelsin, ne şirinsin, ne şekersin", diyor­lar. Bana en çok yardım eden kısım bu. "Ne kadar doğalsın, ağlayışın bile çok doğal" diyorlar. Kamera öyle bir şey ki, insanlar saatlerce oturup bizim göz bebeğimizin içine bakıyorlar. Oy­narken onları kandırmanın mümkün olmadığına inanıyorum. Bir gün kendi­mi sinemada izlediğimde herhalde bu durum daha da büyüyecek ve üstüme üstüme gelecek.



Günlük hayat nasıl geçiyor, alışveriş yapmayı seviyor musun?

Alışveriş konusunda biraz maymun iş­tahlıyım, insan ilk maaşını alınca delice alışveriş yapıyor. O saate kadar ne al­mak istediysem aldım, bunun tadını çıkardım. Aldığım bazı şeylerle ilgili obsesif bir durumum var. Aslında spor giyiniyorum. O yılın trendlerine göre renkler, formlar, kumaşlar, boncuklar her neyse, o dönemin moda rüzgarla­rından etkileniyorum tabii ki.



Gardırobunda olmazsa olmaz şeyler nelerdir?

Kısa kollu, uzun kollu, kolsuz, askılı, v yakalı, sıfır yakalı, her türlü beyaz t-shirt... Beyaz gömlekler, beyaz spor ayakkabılar.



Çantandan hiç eksik etmedikleriniz?

Duygusal olarak çok yükseldiğim ya da dibe vurduğum anları not aldığım küçük bir defter ve kalem vardır. Mak­yaj malzemelerim, bir de vitaminlerim.



Sevgilin var mı? Sevgililer Günü senin için ne ifade ediyor?

Sevgilim yok. Sevgililer Günü'ne az kaldı ama ne olacak, bilmiyorum. Sev­gililer Günü çok özel bir gün. Yılın en çok sevdiğim birkaç gününden biri.

Beren Saat, Hatırla Sevgili'de canlandırdığı Yasemin karakteri ile gönüllere taht kurdu.

Hani yılbaşında, Sevgililer Günü'nde alışveriş merkezleri süslenir ya, o ba­na kendimi çok iyi hissettirir, ilk genç­lik yıllarımdan beri hep uzun süreli iliş­kilerim olduğu için, Sevgililer Gü­nü'nde birileri olurdu hayatımda. Ön­cesinde hediye hazırlıkları, tatlı bir he­yecan... Hediye vermesini çok seve­rim. Yılbaşlarında Noel Babacılık oy­namaktan büyük keyif alırım.



Hayatında aldığın en güzel hediye neydi?

Lise yıllarımda bir arkadaşımın benim için yazdığı şarkı.



Burcun?

Balık. O yüzden biraz manevi şeyler üstünde duruyorum galiba. Had saf­hada duygusalım.

biraz eski bir röportaj ama ilginizi çeker diye düşündüm Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gizem*




Mesaj Sayısı : 17
Kayıt tarihi : 29/01/08
Yaş : 32
Nerden : Bursa

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Geri: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptyÇarş. Ocak 30, 2008 4:01 pm

Don Kişot Filmi Seslendiren: Beren Saat

Arkadaşlar kesinleşmiş bir haber üzerine bu konuyu açma gereği duydum.
Yakında vizyona girecek olan Don Kişot filmini seslendiren biride Beren Saat.
Bugün bir gazetenin keyf ekindede gördüğüm kadarıyla küçük bir rolde oynayacak.
Çünkü filmin afişinde 5 önemli karakter var ama seslendirenler 6 kişi...
Yani seslendirenlerden biri önemsiz rolde.
Beren'de listenin en sonunda yer alıyor.
Küçük sahne için bile olsa izlemeye değer Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
highqual




Mesaj Sayısı : 34
Kayıt tarihi : 04/02/08
Yaş : 29
Nerden : istanbul

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Geri: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptySalı Şub. 05, 2008 12:24 am

çk saolun bu haberler için
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
kuzzu

kuzzu


Mesaj Sayısı : 83
Kayıt tarihi : 04/02/08
Nerden : ist.

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Geri: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptySalı Şub. 05, 2008 6:25 pm

6-7 Eylül olayları sinema filmi olacak


Salkım Hanımın Taneleri , Suyun Öte Yanı , Kantodan Tangoya isimli sinema filmlerinin yönetmeni, Çemberimde Gül Oya ve Ihlamurlar Altında dizilerinin senaristi Tomris Giritlioğlu önemli bir tarihi olayı sinema perdesine getirmeye hazırlanıyor.

BEREN SAAT OYNAYACAK


Giritlioğlu, 1955 yılında İstanbul `da yaşanan ve azınlıkların Türkiye `yi terk etmesine neden olan "6-7 Eylül olayları"nı filme çekeceğini açıkladı. Ünlü yönetmen yeni projesini şöyle anlattı: "Haziran`da, `Kriz Sancısı` ismini verdiğim bu sinema filmine başlıyorum. Filmle ilgili tüm hazırlıklar tamamlandı . Başrollerde, Murat Yıldırım , Beren Saat , Bülent İnal , Okan Yalabık oynayacak. O günlerde yaşanan olayları, gerçek bir insan öyküsünün ışığında sinemaya aktaracağım."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hatirlasevgili.net
kuzzu

kuzzu


Mesaj Sayısı : 83
Kayıt tarihi : 04/02/08
Nerden : ist.

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Geri: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptySalı Şub. 05, 2008 6:41 pm

Yasemin'in yaşlılığını Avşar oynayacak..


Hatırla Sevgili 80'li yıllara geldiğinde Beren Saat'in oynadığı rol Hülya Avşar'a teklif edilecek.



atv'nin sevilen dizisi 'Hatırla Sevgili'nin 80'li yılları anlatması planlanan son bölümlerinde, Beren Saat'in oynadığı rol Hülya Avşar'a teklif edilecek!..

atv'nin iddialı dizisi 'Hatırla Sevgili' yeni yayın dönemine, 7 Eylül'de birinci sezon finalinin tekrarıyla başlayacak.

Yeni bölüm ise 14 Eylül'de ekrana gelecek.

Bu sezon, 70'li yılların Türkiye'sini işleyecek olan diziye; Demirel ve Ecevit karakterleri de katılacak.

Senarist Nilgün Öneş, dizinin '12 Eylül İhtilali' ile bitmesinden yana olurken; projenin tasarımcısı Tomris Giritlioğlu, 80'lere kadar gelmeyi planlıyor.

Giritlioğlu'nun; 'Hatırla Sevgili'nin 80'lı yılları anlatan ve karakterlerin 20 yıl yaşlandığı bölümleri için oyuncu değişikliği düşündüğü belirtiliyor.

Beren Saat'in yaşlılığını Hülya Avşar'ın, Cansel Elçin'in rolünü de Uğur Polat'ın oynaması planlanıyor.

Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel'i kimlerin oynayacağı ise henüz belli olmadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hatirlasevgili.net
kuzzu

kuzzu


Mesaj Sayısı : 83
Kayıt tarihi : 04/02/08
Nerden : ist.

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Geri: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptyPaz Şub. 17, 2008 12:39 pm

Sürpriz Aşk..


Ihlamurlar Altında `nın başrol oyuncusu Bülent İnal , `Hatırla Sevgili `nin yıldızı Beren Saat`in kalbini çaldı.

Sezonu reyting yarışı içinde bitiren `Ihlamurlar Altında` ve `Hatırla Sevgili` dizilerinin başrol oyuncuları birbirlerine aşık oldu.

`Ihlamurlar Altında `da izlediğimiz Bülent İnal ile `Hatırla Sevgili `nin yıldızı Beren Saat büyük aşk yaşıyor.


Beren daha önce dizideki rol arkadaşı Cansel Elçin ile kısa bir flört dönemi yaşamış, sonra diğer rol arkadaşı Okan Yalabık ile birlikte gezmeye başlamıştı.


Sette başlayan aşklar sette kalmış olacak ki Beren Saat şimdi de rakip dizinin başrol oyuncusu Bülent Ünal ile beraber.


Beren Saat ve Bülent Ünal ilişkilerini gizlemeye çalışsalar da son günlerde Bağdat Caddesi `ndeki cafelerde baş başa otururken sık sık görülüyorlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hatirlasevgili.net
kuzzu

kuzzu


Mesaj Sayısı : 83
Kayıt tarihi : 04/02/08
Nerden : ist.

Basında Beren Saat... Empty
MesajKonu: Geri: Basında Beren Saat...   Basında Beren Saat... EmptyPaz Şub. 17, 2008 12:49 pm

Basında Beren Saat... 10910



Vatan Benissimo - Burçin Ünlü,

Beren Saat

Bir yarışmayla başlayan kariyerine sağlam adımlarla devam eden Beren Saat, son dönemin en dikkat çekici oyuncularından biri...

Onu ilk olarak "Türkiye'nin Yıldızları" yarışmasında tanıdık. Yeteneği, güzelliği ve masum yüzüyle dikkat çekiyordu. Yarışmayı, "Aşkımızda Ölüm Var" dizisinde küçük bir rol ve Mahsun Kırmızıgül ile başrollerini paylaştığı "Aşka Sürgün" dizisi izledi.
Şu sıralar "Hatırla Sevgili"de "Yasemin" rolünü başarıyla canlandırıyor. Beren Saat ile büyük bir hızla gelişen kariyeri, oyunculuk ve hayalleri üzerine söyleştik.

Hatırla Sevgili bir dönem dizisi.
Çekimler öncesinde nasıl bir hazırlık aşaması geçirdiniz?
Çok yoğun bir hazırlık dönemi oldu.
Dönem dizisi olması nedeniyle Yılmaz Karakoyunlu, Can Dündar, Ferhat Kenter gibi isimlerle birtakım birlikteliklerimiz oldu. Özellikle Can Dündar'ın bize büyük yardımı oldu.
Belgeseller nedeniyle çok önemli bir veri tabanına sahip. Bundan çok faydalandık. Zaten, Tomris hanım ilk günden Demir Kırat belgeselini tutuşturdu elime. Sonrasında bir yandan dizideki karakterlerin psikolojik boyutunu incelerken, diğer yandan o dönemde kadınlar tırnaklarını nasıl törpülüyorlarmış, saçlar nasılmış, ayakkabıların modeli neymiş diye araştırma yaptık. Eski Hayat dergilen bulundu, Tomris hanımın evinde sabahlara kadar bu dergiler karıştırıldı.
Yaratım aşamasında bulunmak benim için çok keyifli ve öğretici oldu.

Dizide cumhuriyet tarihimizin siyasi açıdan oldukça sıkıntılı bir dönemi resmediliyor. O yıllarda yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
En başta şunu söylemem gerekir; bu diziyle birlikte anladım ki, o dönemi çok yüzeysel biliyormuşum.
Yakın tarih deniliyor ama bana çok uzakmış gibi geliyordu. Ta ki anneannemle konuşana kadar; bir gün anneannem üzerinde 27 Mayıs tarihi olan yüzüğünü gösterdi, o dönemde orduya yardım olsun diye herkes alyanslarını değerli eşyalarını bağışlamış, karşılığında devlet onlara bu yüzükleri vermiş. O an anladım ki aslında bu dönem hiç uzak değil, anneannemin şahit olduğu olaylar.
Bir insanın, başbakan konumundayken alınıp idam edildiğini düşününce beynime kurşun yemiş gibi oluyorum. Bu kadar antidemokratik bir tutum insanı üzüyor.

Siyasi çalkantıları bir yana bıraktığımızda 50li 60lı yıllarda yaşamak ister miydiniz?
Aslına bakarsanız o dönem çok özendirici. Müzikler, kıyafetler, nezaket... Nezaketin her alana yansıması; oturmaları kalkmaları, konuşmaları, insan ilişkileri... Her şey çok keyifli. 70'ler 80'ler değil ama 50'li 60'lı yıllar yaşamak için çok tercih edilebilir bir dönem.

Sinema filminde oynamak istediğinizi söylediniz; teklifler var mı?
Çok sabırsızlıkla beklediğim bir rol var. Tomris Giritlioğlu çekecek ve inanıyorum ki çok güzel olacak. Ama filmi perdede görene kadar konuşmamak lazım. O yüzden şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar.

Kendinizi nasıl bir oyuncu olarak değerlendiriyorsunuz?
Daha oyuncuyum diyemiyorum, olmaya çalışıyorum. Bir potansiyel var galiba.
Zaten buna inanmasam bu işe soyunmazdım. Kendimi hayal kırıklığına uğratmaktan çok korkarım.

Oyunculuğunuzu geliştirmek için neler yapıyorsunuz?
Galiba ihtiyaca göre şekilleniyor. Mesela, Aşka Sürgün dizisinde kendim konuşmuyordum, seslendirmeyi başkası yapıyordu. Ama bu dizide dublajı ben yapıyorum. Bu yaz ses egzersizleriyle, tonlama çalışmalarıyla çok uğraştım. Bir yandan da fiziksel esnekliğimi ve kondisyonumu kaybetmemek için çalışıyorum.

Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, bu sizi nasıl etkiliyor?
Açıkçası şu an dizi çektiğim bir dönemdeyim ve bunu yarıda bırakamam. Biliyorsunuz bu ülkede insanların dönemleri var, ben de şu anda bırakamayacağım bir noktayım, döndüğümde aynı şansı bulamayabilirim. O yüzden son 3 senedir sürekli çalışıyorum. Dizi çekmek öyle bir şey ki, insanın başka hiçbir şeye vakti kalmıyor. Kitap okurken bile 3.4. sayfada yorgunluktan uyuyorsunuz. Bir yandan insanın kişisel gelişimini durduruyor, diğer yandan farklı yönetmenlerle ve farklı tecrübelerdeki oyuncularla vakit geçirdiğiniz için bir tür atölye çalışmasının yaşandığı bir okul aslında. Yani, bir anlamda bu döngü içinde gelişiyorum.

Ali Poyrazoğlu sizin için; "Tiyatro yeteneği vardı ama kullanmadı, TV dizilerinde oynayarak para kazanmayı seçti, oysa kendine daha derin yatırımlar yapması gerekirdi" dedi. Bu konuda ne söyleyeceksiniz.
Açıkçası yarışmadayken Ali hoca hakkımdaki fikirlerim başkaydı, şu an çok başka. Artık yarışma bitti ve dışarıdan baktığımda o zaman bizi çok doğru yönlendirdiğine ikna oldum. O yüzden ne diyorsa doğrudur. Ama şunu söyleyeyim, cahil cesaretiyle her şeyin üstüne atlamak bana çok tehlikeli geliyor. Daha dizide dublajımı yapmıyorken sahneye çıkıp, sesimi çok iyi kullanabiliyormuşum gibi, kendimi ortaya atmak bana cahil cesareti olur gibi geldi. Bunun sırf para kazanmak amacıyla yapıldığı eleştirisine de hak veremeyeceğim. Çünkü gerçekten öyle bir şey değil. Konu sırf para kazanmak olsaydı başka bir işten çok daha fazla kazanabilir, daha rahat koşullarda çalışabilirdim. Yaptığım işin kalitelisini seçmeye, kendimi eğitmeye çalışıyorum. En azından yerimde saymadığıma inanıyorum, bu yüzden içim rahat. Sahneye çıkmayı tabi ki istiyorum. Ben oyuncu olacağım, iyi bir oyuncu olmak istiyorum diyen birinin yolunun sahneden geçmemesi mümkün değil. Ama zamanı var.

"Bir insanın kollarını açıp seni çok seviyorum ödemesi bedel olamaz, aksine çok keyif verici bir şey9' Birkaç sene öncesine kadar okuluna gidip gelen kendi halinde bir genç kızdınız. Bugün ise herkes sizi tanıyor. Olumlu ya da olumsuz hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Tanınmış bir insan haline geldiğinizde insanlarda tuhaf bir önyargı oluyor. Kendinizi merkez gibi düşünürseniz, çemberin yakınındaki insanlar benim aynı ben olduğumu biliyor. İlişkileriniz eskisi gibi devam ediyor. Çember dışa doğru genişledikçe bir takım insanlar var ki, sizin çok yakınında olmayan, onlar bir takım ön yargılara sahip oluyor. Sizin hakkınızda dışarıdan olumsuz yorumlar yapıyorlar. Bu, bir dönem bana çok incitici geldi.
Arkandan bir sürü şeyler söylüyorlar.
Oysaki sen, sadece hayallerinin peşinden koşuyorsun, yapmak istediğin bir şey için mücadele veriyorsun. Bu yüzden tanınmışlıkla birlikte insanın sosyal hayatında birtakım şeyler oluyor, zemin sallanıyor biraz. İsimlere çok fazla kapılmamak lazım, sanırım buna kapılanların hayatı biraz zor oluyor.

İlgiden bunaldığınız olmuyor mu?
Düşünsenize hiç tanımadığınız bir insan, sokakta asık yüzle köpeğinizi gezdirirken ben seni çok seviyorum deyip boynunuza sarılıyor. Bunlar herkese nasip olacak şeyler değil.
Ama açıkçası ilk zamanlarda sıkkınlık da oldu. Mardin'de çalışırken beni gerçekten Zilan zannediyorlardı. Ve açıkçası bu sevgiden bunaldığım da olmuştu. 50 derece sıcaklıkta kimseyle öpüşmek istemiyordum, bunalıyordum.

Ama artık farklı düşünüyorsunuz..
Efkan Efekan'ı kaybettikten sonra (ilk işimde beraber çalışmıştık) birden herşey değişti. Onun insanlara ne kadar nazik davrandığını ruh hali ne olursa olsun her ortamda yanına gelen herkese merhaba deyip ne kadar vakit ayırdığını düşündüm ve bu benim için bir milat oldu. Artık çok mutsuz ve ters bir anım bile olsa gülümsemek zorunda hissediyorum kendimi, çünkü bu böyle bir şey. Hem dizi çekeyim, hem insanlar izlesin, hem rating'imiz yüksek olsun deyip ondan sonra da ilgiden şikayetçi oluyorum demek doğru değil.
İnsanlar bunları bir bedel olarak görmediği zaman sorun ortadan kalkıyor. Çünkü, bir insanın kollarını açıp seni çok seviyorum demesi bedel olamaz, aksine çok keyif verici bir şey.
Tadını çıkarmak lazım.

Türk izleyicisi şimdiye kadar oynadığınız masum kadın rollerini size çok yakıştırıyor. Sizi daha farklı rollerde ne zaman göreceğiz?
Farklı rolleri denemek istiyorum, inşallah deneyeceğim de. Ama televizyonda değil. Bir grup izleyici var ki ne oynadığını izlemek için geliyor. Bunlar sizi izlemek için para veren insanlar.
Yani. oyun izlemek için gelen insanlara evet ben bunu oynadım demek için farklı bir rolle karşılarına çıkmak isterim. Ama senin gerçekten dizide canlandırdığın karakter olduğuna inananlar böyle bir rolden hoşlanmayacaklardır. Şimdi herkes gördüğünde sarılıyor, el sallıyor, öpücük yolluyor, selam veriyor. Kötü bir kadını oynayıp sokaklarda tepki almak istemiyorum. Diğer taraftan gerçekten kendimi görmek, denemek, sınırları zorlamak istiyorum. Bu yüzden masum kızın dışında roller de oynayacağım ama dizilerde değil...

Dizi çekmenin en keyifli yanlarından biri de normal şartlarda karşı karşıya gelemeyeceğiniz insanlarla çok uzun vakitler geçirme şansınız olması. Gerek sahnede oynarken, gerek kahve molalarında çok fazla şey öğreniyoruz, hem hayata hem de oyunculuğa dair. Mesela dizide babamı oynayan Engin Şenkan; o kadar muhteşem ki bazen karşılıklı rollerimizde arkadan bir tekme atıyor ve hop sen oynayıp gidiyorsun. Sahne hakimiyeti, karşısındaki oyuncuyla kurduğu iletişim muazzam. Tabii bir tek Engin ağabeyle değil, Lale ablayla oynarken de böyle oluyor Ayda abla ve Avni ağabeyle de.

10 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Şu anda bulunduğum durumu da iki sene Öncesinden hayal edemiyordum, insan bir yandan kendini geliştirmeye çalışıyor ve kendine güveniyor, ama şans faktörü de çok önemli.
Yarışmadayken bir oyuncunun başrol alması için olgunluk yaşı 25-30.
sen daha 20 yaşındasın diyorlardı. Buna inanmıştım.
ama ondan sonra Tomris hanımla tanıştım, kocaman bir prodüksiyonun başrolü geldi ve sadece 18 yaşındaydım. İşte bu şans, başrol için aranan kız 30 yaşında olsaydım ben oynayamayacaktım.
O yüzden ilerisini tahmin etmek çok mümkün değil.


>

Ê

7

5
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hatirlasevgili.net
 
Basında Beren Saat...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» beren saat cv
» medyadan beren saat

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Beren Saat Fan Sitesi :: Beren Saat :: Beren Saat'ten Haberler...-
Buraya geçin: